İstanbul Kütüphaneleri

Herkes akıllı telefonlar ve internetin yaygınlaşmasıyla kitap okuma alışkanlığının azaldığından dem vuruyor. Ancak kitapların ve kütüphanelerin buna direnmediğini söylemek abartmak olur. Bilgiye ve öğrenmeye aç her dilden insandan tutun da, başka hayatlara açılan alternatif bir evren yaratma peşindeki içe dönüklere, yazarlara, gazetecilere ve sınav ya da tez dönemlerinde öğrencilere kucak açan kütüphaneler şehirlerin en özel mekanlarından olarak hala ayakta. Bu durum İstanbul’da da böyle. Kışın soğuktan, yazın sıcaktan, her mevsim şehrin kalabalığından ve gerçek hayatın boğucu, kasvetli havasından kaçmak isteyenlere bir barınak olan, paslanmış hayal güçleri için jimnastik salonları görevi gören kütüphanelerden 5 tanesine yakından baktık.

kütüphane
kütüphane

İBB Atatürk Kitaplığı

İstanbul’daki ilk belediye kütüphanesi olma özelliğini taşıyan Atatürk Kitaplığı, Taksim’in kalabalığından uzaklaşmak istediğinizde aklınıza düşmeli. Zira bünyesinde barındığı dergi, albüm ve sayısız kitabın yanı sıra ev sahipliği yaptığı farklı etkinlikleriyle bugün bile şehrin en gözde mekanlarından biri. 1924 yılında kurulan kütüphane öylesine büyük bir arşive sahip ki, yaklaşık üç bina değiştirdikten sonra Taksim Mete Caddesi’ne yerleşebilmiş. Kitaplık 15 bölümden oluşurken; İstanbul hakkında çeşitli seyahatnameler, yabancı kaynaklar, ilk Osmanlıca gazeteleri de rahatlıkla bulabiliyorsunuz.

İSAM

Anadolu Yakası’nda bulunan İslam Araştırmaları Merkezi ya da bilinen adıyla İSAM, kurulduğu günden bu yana çeşitli konferans ve seminerler düzenleyerek araştırmacılara farklı olanaklar sunmasıyla tanınıyor. Daha çok İslam kültürünün gelişmesine yönelik faaliyet gösteren kurum; Türkiye tarihi ve sosyal hayatının anlatıldığı eserlere de yer veriyor. Geniş oturma koltukları, ferah havasıyla şehrin tercih edilen kütüphanelerinden biri olarak öne çıkan mekan, Üsküdar’ın hayli popülerleşen kitap-kafeleriyle birlikte Bağlarbaşı’nda hizmet vermeye devam ediyor.

İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi

Tarihçilerin kuruluşunu 15. yüzyıla dayandırdığı kütüphane; Türkçe, Arapça ve Farsça dahil olmak üzere pek çok dilde esere rastlayabileceğiniz muazzam bir arşive sahip. Laleli- Beyazıt arasında hizmet veren mekanın özellikle üniversite öğrencilerinin uğrak noktası olduğunu tahmin edersiniz. İdari alanda yaşadığı zorlukları bir kenara bırakırsak; oturmaya kolay kolay yer bulamayacağınızı, bulsanız dahi sandalyenizi bir kediyle paylaşacağınızı da hatırlatalım. Öte yandan Türkiye’nin ilk üniversite kütüphanesi olması sayesinde daha önce ismini duymadığınız eserlere de buradan ulaşmak mümkün.

Süleymaniye Kütüphanesi
Süleymaniye Kütüphanesi

Süleymaniye Kütüphanesi

Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi’nin temellerini I. Süleyman atmışsa da, yazmaların bir araya toplanarak bugünkü halini alması Cumhuriyet Dönemi’ne denk geliyor. İstanbul’un Fatih semtinde bulunan mekan yaklaşık 70.000 yazma ve 12.000 basma esere ev sahipliği yaptığı gibi, sık sık çeşitli etkinliklere de sahne oluyor. Farklı koleksiyonlara yer veren kütüphane, her gün 08.30-23.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.

Beyazıt Devlet Kütüphanesi

1884’te kapılarını aralayan kütüphane bir milyona yakın eseri içinde barındırıyor. Böyle söyleyince gözünüzün önüne karmakarışık devasa boyutlarda raflar geliyor olabilir. Ancak kütüphanenin içi oldukça düzenli ve geçtiğimiz yıllarda restore edilerek yenilendi. Beyazıt’ın tarihi binalarla dolu mahallelerinden birinde karşınıza çıkan bu yer aynı anda 400 kişiye hizmet verirken; solmaya yüz tutmuş ve neredeyse İstanbul kadar eski olan eserleri de bünyesinde barındırıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir